среда, 29 июля 2009 г.

Profesör Ayşe Selçuk Esenbel ile Japonya Tarihi

Profesör Ayşe Selçuk Esenbel'in Japonya Tarihi Dersleri'ni bir yıl süresince izlemiştim. Profesör Esenbel, 1984'den beri, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde Japonya Tarihi Dersleri vermektedir. ben, 1990'da, Tarih Bölümü'nü kazanmıştım, 1992'lerde, Tarih Bölümü derslerini almaya başlamıştım.
Profesör Ayşe Selçuk Esenbel, babası Merhûm Melih Esenbel'in Tokyo Büyükelçiliği sırasında Tokyo'da kalmış, 1960'larda, iyi bir Japonca eğitimi almış, daha sonra da, ABD'ye, Columbia Üniversitesi'nde okumak amacı ile gidip, burada Japonya Tarihi alanında eğitilmiş. Georgetown Üniversitesi'nde mesâi yapmış, Profesörlüğe de, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde başlamış.
Profesör Ayşe Selçuk Esenbel, Japonya Tarihi'ni, 9. Yüzyıl'a kadar giden bir süreç olarak anlatmıştı, zaten bir sürü kaynak eser de, böyle anlatır Japonya Tarihi'ni. Japonya, sosyal bir topluluk olarak, çok eski bir tarihe gitmiyor, 8., 9. Yüzyıllarda Japonya Tarihi başlıyor.
Japonya Tarihi, bu yüzyıllarda, bir "beylikler tarihi" biçiminde yaşanmıştı, "beylik", Türkçe bir deyim ama, Japonya'daki "yerel prenslikler" ya da "daimyo"lar da, "beylik"lere benzerler.
Japonya, çeşitli "beylik"lere dağılmıştı. yüzyıllar, "beylikler" arasında yaşanan bir tarih'te aşıldılar.
sonra, "yerel prenslikler" biraraya geldiler, bir "merkez" seçtiler, "devletleşme" sürecini hızlandırdılar. meselâ, Tokugawa Hanedanı, yüzyıllar sürmüş, Japonya, bir ada topluluğu olarak, öteki devletlerden uzak bir sosyal hayat yaşamıştır.
Japonya, 1789'daki Fransız Devrimi'nden çok etkilenmiş bir ülkedir.
Japonya'yı Japonya yapmış reformların çoğu, 19. Yüzyıl'da yaşanmıştı. Meiji Reformları, 1860'lardan itibâren Japonya'yı modern bir devlet hâline getirmiş, Japon İmparatorluğu, dünya ile de ilişkilerini belli birtakım ilkelere bağlamıştır.
Profesör Ayşe Selçuk Esenbel, 20. Yüzyıl Japonya Tarihi'ni çok iyi anlamış, anlatmış bir Tarihçi'dir. ama, 19. Yüzyıl Japonya Tarihi ile ilgili hazırladığı, "Even The Gods Rebel", "Tanrılar da İsyân Eder" kitabı, Takaino'daki 150 kadar köy'ün isyânını anlatır, kitap, alanındaki ilk büyük eserlerden biridir, ABD'de yayınlanmıştır. bu "köylü isyânları", Meiji Reformları'nın nedenlerinden biriydi, Japonya, 19. Yüzyıl'da, bir "köylü devleti"ydi, Meiji Reformları ile, modernleşme, köylere de yayıldı.
Profesör Ayşe Selçuk Esenbel, Japonya'nın köy tarihi kadar, modernizm tarihi'ni de iyi anlatır, şehirleşme süreçlerini de iyi anlatır. Tokyo, Osaka, Kyoto gibi büyük Japon şehirlerinin tarihini, Profesör Ayşe Selçuk Esenbel'in yazdığı makalelerde okumak gerekir.
ben, bir yıl süresince, Profesör Ayşe Selçuk Esenbel'in Japonya Tarihi Dersleri'ni aldığıma, hâlâ çok sevinirim! hatta, Japonya'da bir süre kalmayı, Japonya Tarihi alanında yeni bilgiler edinmeyi de düşünmüştüm.
Japonya Tarihi, 20. Yüzyıl'da, büyük çatışmaların, patlamaların, sosyal krizlerin tarihidir ama, bu tarihi bilmeden de iyi yaşamak mümkün değildir.
SİNAN ÖNER

воскресенье, 26 июля 2009 г.

Profesör Zafer Toprak'a "Tez"

Üniversite yıllarımda, bir "tez" de yazmıştım!
1999 Yaz aylarında, Profesör Zafer Toprak'ın "research thesis" dersinde, Türkiye Tarihi ile ilgili üç makale'nin yer aldığı bir "tez" yazmıştım. bir makale, "Lütfi Fikri Bey'in Hayatı ve Eserleri" ile ilgili idi; İstanbul Barosu Başkanları'ndan Lütfi Fikri Bey'in, Yücel Demirel tarafından Türkçe'ye çevrilmiş "günlükler"ini de okumuştum, makale'yi yazarken. ikinci makale, Atatürk Dönemi "köylü politikaları"nı anlatan uzunca bir makale idi. üçüncü makale de, Atatürk Dönemi'nde "anonim şirketler"in kurulması ile ilgili bir makale idi. bu makaleler ile birlikte, uzunca bir Osmanlıca tarih malzemesini de- birincil kaynak!-, Türkçe olarak, Profesör Zafer Toprak'a iletmiştim.
bu açıdan, hâlâ, bir "iktisâtçı"yım, bir "iktisât tarihçisi"yim.
"iktisât tarihi", kuşkusuz, tarihçiliğin en çok ilgi gören, sempâtik dallarından biridir. Aristoteles'den Karl Marx'a, Ricardo'dan Samir Amin'e, "iktisât tarihçiliği", saygın bir bilim alanıdır.
Lütfi Fikri Bey'i yazdığıma göre, bir açıdan, hâlâ "hukuk tarihçisi"yim. "hukuk tarihi" de, tarihçiliğin ilginç dallarından biridir, daha az yaygın bir bilim alanıdır. ama, Osmanlı Hukuku ile modern Cumhuriyet Hukuku arasında bir karşılaştırmalı tarihyazımı yapmak, hep ilginç bir deneme'dir. Osmanlı Hukuku, elbette, Lütfi Fikri Bey'e gelince, biraz yozlaşmış, zayıflamış, hatta gittikçe, Batı Hukuku'na muhtaç duruma gelmiş idi.
Profesör Zafer Toprak'ın, İttihât ve Terâkki Dönemi'ni yazdığı "Türkiye'de Millî İktisât" kitabı da, bu tarihyazımı çabalarına iyi bir örnek olmuştur.
bana, 1999'da böyle bir "tez" yazmamda yardımcı olduğu için, Profesör Zafer Toprak'ı, Tarih Bölüm Başkan'ım Profesör Ayşe Selçuk Esenbel'i, "iktisât tarihi" alanında, özellikle Fernand Braudel'i anlatan dersler aldığım Profesör Edhem Eldem'i, kitaplarıyla Osmanlı İktisât Tarihi'ni tüm tarihçilere öğretmiş Profesör Şevket Pamuk'u, "tez"imi yazdığım sırada, sürekli çevremde taşıdığım kitapları ile Profesör Halil İnalcık'ı kutlarım. on yıl sonra, "tez"imi yazdığım için ne kadar sevinçli olduğumu anlatmak mümkün değil!
SİNAN ÖNER

среда, 15 июля 2009 г.

Bir Tarih Vakfı'nda

1990'larda, Türkiye Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı kurulma aşamasında, ben de, Tarihçiliğe doğru adım atmaktaydım.
Vakfı öneren, Aziz Nesin'di, Orhan Silier'in yazdığına göre. ama, sonra, bir sürü Profesör, devlet adamı, iş adamı, Tarih Vakfı'na kurucu oldular, Tarih Vakfı'nda ödevler aldılar.
ben de, Tarih Vakfı'nın ilk binâlarındaki büro faâliyetlerini izlemeye başlamıştım.
1991'di sanırım, Tarih Vakfı'nın yayınladığı "Haberler"de bir makalem de yayınlanmıştı.
Tarih Vakfı, hemen yayıncılık alanına girmiş, sempozyumlar, paneller, tarih toplantıları, Osmanlıca seminerleri, üniversitelerde toplantılar yapmaktaydı, çoğunu izlemiştim.
Tarih Vakfı'nda katıldığım sempozyumlar, toplantılar arasında, "Tarih Eğitimi Sempozyumu", "Kurum Tarihçiliği Sempozyumu", "Sinema Tarihi Toplantıları", "Sendikacılık Tarihi Toplantıları", "Tarihçi'nin Mutfağı Seminerleri", "Türk Siyasî Tarihi Toplantıları", "Mehmet Ali Aybar'ı Anma Toplantıları", "Osmanlı Tarihçiliği Toplantıları" vardı.
Tarih Vakfı'nın "Bilgi-Belge Merkezi"ndeki kütüphânede çok çalışmıştım, Vakfın "Sözlü Tarih Projesi"nde yer almıştım, ayrıca, Tarih Vakfı Yayınevi'nin yayınladığı kitapların çoğunu okumuştum, incelemiştim.
Tarih Vakfı ile mesâim, 1990'lardan 2008'lere kadar sürmüştür. 1993'teki "Sözlü Tarih Sempozyumu"nun notlarını da okumuştum, Tarihçi Profesör Paul Thompson'un "Sözlü Tarih" seminerlerinin notlarını okumuştum.
1994'ten itibâren, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı'nda mesâi yaptım, bu Vakıf da, Nabi Yağcı'nın Başkanlığı'nda, Türkiye Tarihi, Komintern Tarihi, Osmanlı Tarihi alanlarında "belgeleme" faâliyetleri yapmaktaydı. 1995'de, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı ile USTE işbirliği ile, "Tarih'e Yeniden Bakış Sempozyumu" yapmıştık. bu sempozyum'a, dünya'nın farklı ülkelerinden bir sürü Tarihçi, Profesör katılmışlardı. Azerbaycan, Rusya, Fransa, Hollanda, Türkiye gibi ülkelerden Tarihçi Profesörler, sempozyum'da, tarih'i, Komintern Tarihi'ni, Sovyet Tarihi'ni tartışmışlardı.
bu sürede, Türkiye Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı ile de mesâim sürmekteydi.
Tarih öğrenciliğim de sürmekteydi, Türkiye'nin saygın Tarih Bölümleri'nden birinde.
Tarih Vakfı, daha sonra, Topkapı Sarayı'nda bazı faâliyetler yapmıştır. bunlar arasında, katıldığım bir faâliyet de, Fransız Fotoğrafçı Henri Cartier Bresson'un "fotoğraf sergisi" idi.
Tarih Vakfı'nda, "Tarihçi'nin Mutfağı" toplantılarında, onlarca Tarihçi, tarihyazımını tartışmışlardı.
bu Tarihçiler arasında, Profesör Mete Tunçay, Profesör Halil Berktay, Profesör Selçuk Esenbel, Profesör Nevra Necipoğlu, Profesör Mehmet Özdoğan, Profesör Ahmet Yaşar Ocak, Profesör Stefanos Yerasimos gibi Tarihçiler yer almışlardır, bu toplantıların çoğunu izlemiştim.
Tarih Vakfı, "Sinema ile Tarih" alanlarını aynı faâliyetlerde biraraya getirmiş idi, bazı sinema salonlarında, "Sinema Tarih Buluşması" diye Tarih Filmleri Festivali yapılmaktaydı.
Türk Sineması Tarihi ile de, Tarih Vakfı'nın bir süre meşgûl olduğunu biliyorum, hatta bir "Türk Sinema Tarihi Oturumu"na katılmıştım. İlhan Arakon, Halit Refiğ, Sami Şekeroğlu, Atıf Yılmaz, Atillâ Dorsay gibi sinemacılar, sinema eğitimcileri, Tarih Vakfı'nın faâliyetlerine destek olmuşlardı.
Tarih Vakfı, Profesör Erdal İnönü'nün de desteğini kazanmış bir Vakıf idi.
SİNAN ÖNER

понедельник, 13 июля 2009 г.

2009'da, Tarihçi'nin Dertleri

2009'da, Tarihçi'nin Dertleri nedir?
Tarihçi, "tarih yazan" adam, ama, önce, "tarih"i "okumak" gerekir, Şâir Attilâ İlhan'ın sorduğu gibi, "hangi tarih"i okur Tarihçi, "hangi tarih"i yazar, "seçim" vardır bunda, Tarihçi, seçimini yapar.
"Dünya Tarihi", "Kıta Tarihi", "Ülkeler Tarihi", "Ülke Tarihi", "Şehir Tarihi" gibi seçimler vardır, Tarihçilik'te.
"Antik Uygarlıklar Tarihi", "Ortaçağ Tarihi", "Yeniçağ Tarihi", "Yüzyıl Tarihleri", "Modern Tarih" diye seçimler vardır.
Tarihçi, daha okul okurken, "hangi tarih"i okuyacağını, "hangi tarih"i yazacağını seçen adamdır.
bugün, 19. Yüzyıl'da, Tarihçi'nin Dertleri, "arşiv"lerin koşullarına da bağlıdır. "hangi devlet"in "arşiv"lerinde çalışacaktır Tarihçi, bir dert!
Tarihçi, yazacağı tarih'i yazmak için, "dil" öğrenmek zorunda kalır, "okumak", belli bir "dil"de okumaktır.
Tarihçi'nin Dertleri'nden biridir, bir "dil"i tüm özellikleri ile öğrenmek.
Tarihçi'nin Dertleri'nden biri de, tarih yazarken, belli bir gelir kazanmaktır, Tarihçi, "devlet"lerin desteğine muhtaç bir adamdır.
Tarihçi, Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu'ndaki gibi, "kurumlaşmış" adamdır, öteki Tarihçiler ile birlikte "tarihyazımı"nın koşullarını hazırlar.
Tarihçi'nin, 2009'daki Dertleri, geçmiştekinden daha mı çok, daha mı yıpratıcı, yoksa, daha mı az, daha mı basit, Tarihçiler, tarih okurları, "arşivciler", sorarlar.
SİNAN ÖNER

пятница, 3 июля 2009 г.

Tarihçi ile Tarih

Tarihçi ile tarih arasındaki ilişkiler nelerdir?
tarih, bir malzeme kütlesidir, bir bilgi deposu, bir belgeler alanıdır.
Tarihçi, bu kütle ile, bu depo ile, bu alan ile, nasıl düşünüleceğini, nasıl yazılacağını, nasıl okunacağını öğrenen, sonra da öğreten, anlayan, sonra da anlatan kişidir.
Tarihçi açısından, tarih'in herhângi bir an'ı, herhângi bir süre'si tartışma konusu olduğu gibi, daha da önce, bir araştırma alanıdır.
Tarihçi, sorular sorar ama, sorularını, hep, "belirli" bir alan'a yönlendirir, sorularının amacı bellidir. sorularını yanıtlarken de, Tarihçi, bazı "metod"lar kullanır, bazı "bütünleştirme"ler yapar, bazı "ders"leri bazı "eser"lere dönüştürür.
tarih'e yönelik düşünceler, siyaset'te, sanat'ta, bilim'de kullanılır, yeni faâliyet alanları yaratılır.
Tarihçi, bir "tarihçilik tarihi" içinde yetişir.
binlerce yıl önce de, Tarihçiler vardı!
ama, asırlar geçtikçe, Tarihçi'nin araştırdığı alan da büyür, malzeme kütlesinin alanı iyice, bir Tarihçi'nin araştıracağı alanın sınırlarını aşar, Tarihçilik açısından ödevler çoğalır.
Tarihçi'nin, tarih'e yönelirkenki "düşünce yapısı", "ruhsal yapısı", veyâ "zihinsel gereçleri", elbette, millet'ten millet'e değişir, sonra da, birey'den birey'e değişir.
Tarihçi değişince, tarih de değişir, Tarihçi farklı bir Tarihçi olunca, tarih de farklı bir tarih olur.
Tarihçi'nin "nesnel" ya da "öznel" olma kapasitesi, tarih'in farklı dönemlerinde farklılaştığı gibi, Tarihçi'nin araştırma sürecinde farklılaşır.
SİNAN ÖNER

Обо мне

Моя фотография
Historian, Poet, Translator, Novelist, Cinema Writer