понедельник, 21 июня 2010 г.

Sinema Tarihi Okumak

19. Yüzyıl sonlarında, Fransız Lumiére Kardeşler tarafından icât edilen Sinema, daha sonra, hızla geliştirildi, 20. Yüzyıl başlarında, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Sovyetler Birliği'nde, Fransa'da, İtalya'da, bir süre sonra da, Türkiye'de, Hindistan'da, Çin'de, Japonya'da, Almanya'da yayıldı.
Sinema Tarihi okumak, geniş bir açıdan, 19. Yüzyıl sonlarından itibâren dünya'da yaşanmış sosyal, siyasî, kültürel, sanatsal tarih'i okumak anlamına gelir.
ben, Sinema Tarihi okumaya, sanırım, 1980'de başlamıştım!
TRT Televizyonu, Türkiye'de tek kanal idi, hafta'da beş kadar Sinema Filmi, TRT'de gösterilmekteydi, dizilerin dışında.
Sinema salonları da, Türkiye'nin tüm illerine, ilçelerine yayılmıştı.
sinema salonlarında, Türkiye'de hazırlanmış filmler gibi, başka ülkelerde hazırlanmış filmler de gösterilmekteydi.
Lumiére Kardeşler'i, Charles Chaplin'i, Douglas Fairbanks'i, Sergei Eisenstein'ı, Muhsin Ertuğrul'u, Fritz Lang'ı çocuk yaşlarımda izlemiştim, Sinema Tarihi'nin ilk dönemlerini iyice anlamıştım, "sessiz sinema" yıllarını.
Sinema'da, ses, renk, ışık, yeni çekim teknikleri, ancak İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaygınlaşmıştı.
her ülke, Sinema Tarihi açısından ilginç özellikler taşımaktaydı.
ben, bir kavramlaştırma yapma aşamasından önce, çok film izledim.
Amerikan Sineması, Sovyet Sineması, Fransız Sineması, İtalyan Sineması, Alman Sineması, İngiliz Sineması, İspanyol Sineması, Türkiye Sineması, Sinema Sanatı açısından ayrı ayrı incelediğim ülke sinemaları idi.
Charles Chaplin, Sergei Eisenstein, Jean Renoir, Pietro Germi, Fritz Lang, Alfred Hitchock, Luis Bunuel, Muhsin Ertuğrul, Sinema Tarihi açısından filmlerini izlediğim sinema yönetmenleri idi.
Sinema Tarihi okumaya, filmleri izlerken başlamıştım, bunda, Yazar Tarihçi Atillâ Dorsay'ın, Sinemacı Mahmut Tâli Öngören'in, Yazar Onat Kutlar'ın çabaları vardır, çocukluk yıllarımda bu yazarları okumuştum, hep de okudum!
Sinema Tarihi açısından, Türkiye Sineması da ilginç bir sinema alanı idi.
Muhsin Ertuğrul, Atatürk'ün desteği ile sinema yapmaya başlamıştı, uzun bir süre, Türkiye'nin tek sinema yönetmenliğini yapmıştı. Ömer Lütfi Akad, Atıf Yılmaz Batıbeki, İlhan Arakon, Metin Erksan, Halit Refiğ, Yılmaz Duru, Süreyya Duru, Osman Fahri Seden, Yılmaz Güney, Hulki Saner, sonra geldiler!
çoğunun filmlerini izlemiştim. Ömer Lütfi Akad, Atıf Yılmaz Batıbeki, Halit Refiğ, Hulki Saner, bana dersler, konferanslar vermişlerdi.
daha sonraki yönetmenler ile uzun bir süre çalıştık!
Ömer Kavur'un, Ziya Öztan'ın, Yavuz Özkan'ın derslerini, konferanslarını izledim.
senaristleri, görüntü yönetmenlerini, dekorcuları, aktörleri, aktrisleri izledim, eserlerini inceledim.
bir çok açıdan, Türkiye Sineması Uzmanı olduğumu kabûl ederim.
ayrıca, Sinema Tarihi'nin, Türkiye Sineması'nın içinde yaşadığı büyük bir tarih olarak, okuyucusu, izleyicisi oldum.
aktörler, aktrisler, Sinema Tarihi'nde, yönetmenler ile anılırlar.
bir Tarihçi olarak, Sinema Tarihi'nde yer almış bir çok aktör'ü, aktris'i inceledim, izledim.
Charles Chaplin, Mary Pickford, Douglas Fairbanks, Muhsin Ertuğrul, John Wayne, Montgomery Clift, Lawrence Olivier, Errol Flynn, Karl Malden, Marlon Brando, Orson Welles, Edward G. Robinson, Ahmet Tarık Tekçe, Müşfik Kenter, Yılmaz Güney, Zeki Müren, Türkân Şoray, Marilyn Monroe, Vivien Leigh, Clark Gable, Humphrey Bogart, Alain Delon, Jean Paul Belmondo, Marcello Mastroanni, Sophia Loren, Catherine Deneuve, Jeanne Moreau, James Dean, Natalie Wood, Robert Wagner, Nastassia Kinsky, Klaus Kinsky, Burt Lancester, Dustin Hoffman, Robert Redford, Meryl Streep, Robert De Niro, Al Pacino, Jane Fonda, Henry Fonda, Katherine Hepburn, Audrey Hepburn, Jerry Lewis, Steve Mcqueen, Paul Newman, Liv Ullman, Michael Douglas, Kirk Douglas, izlediğim, oyunculuk deneyimlerini ayrıntıları ile gözlemlediğim aktörler, aktrisler arasında yer alırlar.
Sinema Tarihi'nde, bir Tarihçi açısında çok farklı konular, çok farklı keşif alanları vardır!
ses, renk, ışık, kostüm, dekor, kamera hareketleri, efekt gibi çok farklı sinema unsurlarının Sinema Tarihi'ndeki farklı özelliklerini keşfetmek büyük bir iş!
Sinema Tarihi okurken, kavramlaştırmalar yaparken, filmleri izlemek gerekir, filmleri izlerken de, okumak, biyografileri, sinema denemelerini, eleştirileri, sinemacıların notlarını okumak gerekir.
ben, bu açıdan, ödevlerimin hepsini yapamadım ama -Türkiye'de yaşadığım için!-, bir çok açıdan da ödevlerimin çoğunu yaptım.
SİNAN ÖNER

среда, 16 июня 2010 г.

Arkeoloji Bilimi Okumak!

Arkeoloji Bilimi, Türkiye'de çok yeni bir bilim alanı. Atatürk'ün yaptığı eğitim atılımları sırasında, Arkeoloji Bilimi ile ilgili eğitim kurumları kurulmuş, üniversitelerde Arkeoloji Bölümleri açılmıştı.
Arkeoloji okumayı hep istemiştim!
çocukluğum, Kayseri, Tarsus gibi arkeolojik açıdan zengin kentlerde geçmişti. Roma Dönemi eserleri gibi tarihsel eserler, arkeolojik metodlar ile açığa çıkarılıyorlardı, bu kentlerde. Tarsus'ta, Gözlükule Höyüğü'ndeki arkeolojik kazıları, önce, Alman Arkeologlar yapmışlardı, kazı kayıtları Almanca'da yayınlanmıştı, Atatürk'ün, sonra da İsmet İnönü'nün destekleri ile. Alman Hükümetleri de, Alman Arkeologların Türkiye'deki arkeolojik kazılarını desteklemektelerdi.
Kayseri'deki arkeolojik araştırmalar da az değildir, özellikle Kapadokya Bölgesi'nde yıllarca arkeolojik çalışmalar yapılmıştı.
Mersin, Antalya, Muğla, Denizli, Çanakkale gibi kentler de, arkeolojik açıdan zengin kentlerdir.
Profesör Halet Çambel, Profesör Ayşe Muhibbe Darga, Profesör Ekrem Akurgal, Profesör Kenan Erim, Profesör Tahsin Özgüç gibi arkeoloji ustalarının yetiştirdiği öğrenciler, bugün hâlâ Anadolu'nun farklı kentlerinde arkeolojik kazılar yapıyorlar, kazı kayıtları yayınlıyorlar, üniversitelerdeki Arkeoloji Bölümleri'nde öğrenci yetiştiriyorlar.
ben de, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okuduğum sıralarda, Profesör Ian Hodder'in, Profesör Aslı Özyar'ın, Profesör Mehmet Özdoğan'ın arkeolojik çalışmalarını incelemiştim. Profesör Ian Hodder, Çatalhöyük Kazıları'nı yönetmekteydi, yazdığı arkeoloji kitaplarını okumuştum.
Profesör Aslı Özyar, hâlâ, Tarsus Gözlükule Höyüğü Kazıları'nı yönetiyor. Profesör Mehmet Özdoğan da, Ege Bölgesi'nde arkeolojik kazılar yönetmişti.
Arkeoloji, toprak altında kalmış tarihsel kalıntıların, kazılar ile, keşfedilmesi, ayrıştırılması, müzelerde veyâ arkeolojik alanlarda korunması, daha sonra da bu kalıntılardan tarihsel bilgiler üretilmesi amaçlarını güden bir Bilim alanı.
Arkeoloji sayesinde, dünya'da bir çok tarihsel eser keşfedildiği gibi, tarih'e yönelik bir çok soru yanıtlandı, bir çok giz çözüldü. dünya'nın farklı kentlerinde Arkeoloji Müzeleri açıldı, Arkeoloji Müzeleri'nde, tarihöncesi eserler de, tarihsel eserler de sergilenmektedir, Arkeoloji Müzeleri'nin yayınları ile, dünya'da bir çok arkeoloji meraklısı yetişiyor, arkeolojik bilgiler çoğalıyor, arkeolojik metodlar kavranıyor.
Mısır'da, Anadolu'da, Yunanistan'da, Irak'ta, İran'da olduğu gibi, daha ötelerde, Merkezî Asya'da, Çin'de, Kamboçya'da, arkeolojik çalışmalar yapıldı, tarihsel eserler keşfedildi.
Tarih Bilimi ile Arkeoloji Bilimi, birbirini sürekli destekleyici bilimler olarak bugüne geldiler, geleceğe de, bu özellikleri ile kalırlar.
SİNAN ÖNER

Обо мне

Моя фотография
Historian, Poet, Translator, Novelist, Cinema Writer