среда, 28 апреля 2010 г.

Nâzım Hikmet Biyografileri'nde Tarih Okumak

Şâir Nâzım Hikmet Ran'ı anlatan biyografileri okumak, bir dönem tarihçilik faâliyetlerim arasında idi.
Radi Fiş, Kemal Sülker, Vâlâ Nurettin, Orhan Kemal, Memet Fuat, Asım Bezirci, Emin Karaca, Ekber Babayev, Müzehher Vâ-nu, Semiha Berksoy, Şükran Kurdakul, Muzaffer Erdost, Şâir Nâzım Hikmet Ran'ı anlatan biyografik denemeler, kitaplar yazmış, yayınlamışlardı.
ayrıca, Nâzım Hikmet Ran'ı biyografik özellikleri ile inceleyen makaleler, denemeler, notlar yayınlanmıştı.
Nâzım Hikmet Ran ile ilgili yazmış yazarlar arasında, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal Göğceli, Cemal Süreyâ, Vartan İhmalyan, Ataol Behramoğlu, Özdemir İnce, Hilmi Yavuz, Attilâ İlhan, Aziz Nesin vardır.
çoğunun yazdıklarını okumuştum!
Nâzım Hikmet Ran'ın kızkardeşi Merhûm Samiye Yaltırım da konuğumuz olmuş idi bir kez, Moda'da.
Nâzım Hikmet Ran ile çeşitli defâlar bir arada olmuş kişiler ile de bir araya gelmiştik.
Nâzım Hikmet Ran, 1902 ile 1963 yılları arasında yaşamıştı.
Nâzım Hikmet Ran'ın biyografilerini okurken, 1902 ile 1963 yılları arasında yaşanmış tarih'i de okumuş oluruz. Osmanlı Devleti'nin yıkılış yılları, Birinci Dünya Savaşı, Sovyet İhtilâli, Millî Kurtuluş Savaşı yılları, Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı yılları, İkinci Dünya Savaşı, DP Hükümeti yılları, SBKP'de 20. Kongre Dönemi, Türkiye'de 27 Mayıs İhtilâli, 20. Yüzyıl Tarihi'nin bir çok deneyimi, Nâzım Hikmet Ran'ın yaşadığı yıllarda yaşandığı için, Nâzım Hikmet Ran'ın biyografilerini okumak, 20. Yüzyıl Tarihi'ni öğrenmek, anlamak açısından çok değerli bir çaba'dır.
Nâzım Hikmet Ran ile ilgili konferansları, dersleri, sempozyumları da izledim.
Nâzım Hikmet Ran ile ilgili sohbet ettiğim ya da dinlediğim veyâ okuduğum kişiler arasında, TKP'nin son Genel Sekreteri Nabi Yağcı, TBKP Kurucu Genel Başkanı Doktor Nihat Sargın, eski TKP'li Yazar Kerim Korcan, eski TKP'li Yazar Askerî Öner, eski TKP'li Merhûm Sendikacı Ali Kaplan, eski TKP'li Şâir Attilâ İlhan, eski TKP'li Tarihçi Şükran Kurdakul, Merhûm Yazar Aziz Nesin, Yazar Muzaffer Erdost, Yazar Refik Erduran, Opera Sanatçısı Merhûm Semiha Berksoy, Yazar Yaşar Kemal Göğceli, TİP Genel Başkanı Merhûm Mehmet Ali Aybar vardır.
Nâzım Hikmet Ran'ın yazdığı, yayınlanmış şiirleri arasında okumadığım çok az şiiri vardır.
Nâzım Hikmet Ran'ın yazdığı denemelerin, mektupların çoğunu da okumuştum. ama, romanlarını, oyunlarını, daha tam anlamı ile incelemedim.
Türkiye'de bir Nâzım Hikmet Ran Üniversitesi açıldığında, Nâzım Hikmet Ran ile ilgili tüm belgeler, eserler toplanır, büyük bir Nâzım Hikmet Ran Arşivi hazırlanır.
SİNAN ÖNER

понедельник, 19 апреля 2010 г.

İstanbul Sanayi Odası Tarihi

İstanbul Sanayi Odası'nda, 1999'da, 2000'de, iki kez tarih belgeleri sergisi hazırlamıştım, Yurt ve Dünya Galerisi Yayınları Sahibi, İstanbul Sanayi Odası Danışmanı Nevzat Metin'in dâveti ile.
zaten, Türkiye'de Sanayileşme Tarihi, tarihçilik faâliyetlerimde ilk konularımdan biriydi.
İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanlığı'nın da desteği ile, İstanbul Sanayi Odası Kütüphanesi'nde bir süre mesâi yaptım, belgeleri inceledim, fotoğrafları, dergileri, gazeteleri, resmî belgeleri inceledim.
İstanbul Sanayi Odası'nın Tarihi, Türkiye'nin Sanayileşme Tarihi olduğu gibi, siyasî tarihimiz açısından da ilginç bir Tarih idi.
DP'nin desteği ile ilân edilmiş idi, İstanbul Sanayi Odası, ama, CHP de, daha sonra AP de, İstanbul Sanayi Odası'nı desteklediler, faâliyetlerinde yer aldılar, İstanbul'da Sanayileşme'yi teşvik eden siyasî kararlar aldılar.
İstanbul Sanayi Odası'nın 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları sonrasındaki Tarihi de, ilginç idi, bu dönem'i anlatan belgeleri de inceledim, sergilediğim belgeler arasında, 1980 sonrası İstanbul Sanayi Odası ile ilgili belgeler de vardı.
İstanbul'un sanayi bölgeleri, Türkiye'nin sosyal gerçeklerini, hatta sosyal yapısını değiştirmiş idi.
İstanbul nüfûsu'nun nasıl çoğaldığına yanıtların bir bölümü de, İstanbul Sanayi Odası Tarihi'nde vardır.
İstanbul Sanayi Odası, Sirkeci'deki Vakıf Han'da başlamıştı ilk faâliyetlerine, şimdi, Beyoğlu'nda, Pera'da idi, bürolarının bir bölümü de Odakule'de idi.
İstanbul Sanayi Odası'nın eski yöneticilerinden Değerli Şahap Kocatopçu ile, Değerli Şaban Çavuşoğlu ile sohbetler yaptım, İstanbul Sanayi Odası'nın Tarihi ile ilgili düşüncelerini aldım, sergi hazırlıkları sırasında. İstanbul Sanayi Odası'ndaki Tarih Belgeleri Sergisi Açılışı'nda, Değerli İbrahim Bodur, Değerli Zeynep Bodur, Değerli Ömer Dinçkök, Değerli Hüsâmettin Kavi de yer almışlardı, beni de kutlamışlardı, Sergi Açılışı ile İstanbul Sanayi Odası Meclis Toplantıları'nı aynı günlere getirmiştik, kalabalık bir Meclis Üyesi topluluğu da Sergi'yi ziyâret etmişlerdi.
daha sonra, 2000 Yılı'nda, yine Odakule'deki İstanbul Sanayi Odası'nda, İstanbul Sanayi Odası Yayınları'nı, Dergileri'ni sergiledim, bu yayınlar ile ilgili bir kütüphane mesâisi yapmıştım, Türkiye'nin Sosyal, Siyasî Tarihi'nin ilginç belgeleri vardı, İstanbul Sanayi Odası Yayınları arasında.
Türkiye, Sanayi Devrimi'ne geç kalmış bir ülkedir, Osmanlı Sanayileşmesi Tarihi'ni mutlaka incelemek gerekir, daha sonra, Atatürk'ün yaptığı devrimler ile, Sanayi Devrimi, Türkiye'de gerçekleşmiş idi. 1923'deki 1. İzmir İktisât Kongresi, Atatürk'ün Sanayileşme Politikaları'nı iyi anlatan belgeler ürettiği gibi, Sanayi ile Tarım, Ticâret ile Hukuk gibi iktisâdî alanların birbiri ile ilişkilerinin de Türkiye Cumhuriyeti açısından değerli anlatımlarını biraraya getirmiş idi.
İstanbul Sanayi Odası Tarihi ile ilgili tarih kitapları yazmayı da tasarlamıştım, hatta, Değerli Şahap Kocatopçu da, Değerli Şaban Çavuşoğlu da, İstanbul Sanayi Odası Tarihi'nin kitaplaşmasının mutlaka gerektiğini bana duyurmuşlardı. yazık ki, hâlâ böyle bir tarih kitabı yayınlanmadı!
İstanbul Sanayi Odası Tarihi ile ilgili, daha önceki mesâim, daha çok, İşçi Tarihi, Sendikalar Tarihi, İstanbul'un Sanayi Bölgeleri Tarihi gibi alanlarda idi, bu alanda, sözlü tarih tasarıları da gerçekleştirmiştim, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı'nda, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nda.
SİNAN ÖNER

среда, 14 апреля 2010 г.

Paul Dumont, Andrew Mango, Bernard Lewis

Atatürk'ün biyografilerini okumak, bir Tarihçi'nin olduğu gibi, herhangi bir öğrenci'nin de ilk ödevlerinden biridir. bu alanda, ilkokul yıllarımdan beri iyi bir okuyucu idim.
Atatürk'ün yazdığı "Nutuk", üç cilt olarak yayınlanmıştı.
Atatürk'ü yazan Türk biyografi yazarları az değildir, ama, Atatürk'ü yazmış başka ülkelerden biyografi yazarlarını da anmak, incelemek, okumak bir ödevdir.
Lord Kinross, Atatürk'ü yazmış biyografi yazarları arasında ilk önce gelenlerden biri, büyük bir Tarihçi'dir.
Lord Kinross'un "Atatürk" kitabını ilkokul yıllarımda okumuştum.
daha sonra, Fransız Tarihçi Profesör Paul Dumont'un, İngiliz Tarihçi Doktor Andrew Mango'nun, Amerikalı Tarihçi Profesör Bernard Lewis'in Atatürk ile ilgili yazdıklarını anmalıyız!
Doktor Andrew Mango, "Atatürk" kitabı ile Türkiye'de sevilen bir Tarihçi olmayı başardı.
Profesör Paul Dumont da, Osmanlı Tarihçiliği ile olduğu gibi, Atatürk Devrimleri ile ilgili yazdıkları ile de saygın bir Fransız Tarihçi'dir.
Profesör Bernard Lewis, "Modern Türkiye'nin Doğuşu" kitabı ile, Atatürk Cumhuriyeti'ni ayrıntıları ile anlatan bir Tarihçi'dir.
Atatürk, Osmanlı Ordusu'ndayken de, Millî Kurtuluş Savaşı sırasında da, Batılı devletlerle savaşmış bir Türk Komutan idi. böyle olmasına rağmen, Atatürk, Batılılaşma yolunda, modernleşme yolunda, "çağdaş uygarlık seviyesi"ni aşma yolunda devrimler yapmış bir Lider'di. Atatürk, Batılı devletler ile savaşmasına rağmen, Batılı ülkelerde çok sevilmiş, saygı görmüş bir Lider'di. hâlâ, Anıtkabir'deki Atatürk Müzesi'ne, Atatürk Mozolesi'ne, Batılı ülkelerden, öteki ülkelerden yurttaşlar geliyorlar, Atatürk'ün eserlerini görmek istiyorlar.
Atatürk, Osmanlı Devleti ile de savaşmış bir Komutan'dı, Osmanlılar'ın Atatürk hakkında idâm fermanı yayınlamalarına rağmen, Türk Milleti, Atatürk'ün Liderliğini seçmiş, Atatürk'ü, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçmiş idi.
Atatürk, yaptığı eğitim devrimleri ile, Batılı akademisyenlerin, yöneticilerin sempâtisini kazanmış bir Lider'di.
Lord Kinross da, Profesör Paul Dumont da, Doktor Andrew Mango da, Profesör Bernard Lewis de, Atatürk'ün yetiştiği koşulları, siyasî atmosferi, kültürel koşulları tanımlamayı, yazmayı sevmişlerdir, yazdıkları biyografilerin bir bölümünde, mutlaka Atatürk'ün Balkanlar'da yaşadıklarını anlatmışlardır, Arap topraklarında yaşadıkları da, Tarihçiler'in Atatürk'ü anlatırken mutlaka andıkları bir tarih kesiti idi.
biyografi yazarları, Atatürk'ün büyük devlet adamı niteliklerini vurgulamaktan hoşlanırlar.
zaten, Sovyet Mareşali Frunze de, Sovyet Elçisi Aralov da, Amerikalı Elçi Charles Sherill de, Mısırlı Yazar Kadriye Hüseyin de, Atatürk'ün, daha savaşlar sürerken Anadolu'da konuğu olmuş farklı ülkelerden yöneticiler, yazarlar da, yazdıklarında, Tarihçiler gibi, Atatürk'ün büyük devlet adamı niteliklerini, askerî, siyasî yeteneklerini, kültürel, ahlâkî özelliklerini anlatmaktan, yazmaktan hoşlanmışlardır, böyle bir hassâsiyeti seçmişlerdir.
Profesör Paul Dumont'un, Doktor Andrew Mango'nun, Profesör Bernard Lewis'in, Atatürk'ü anlatan kitaplarını mutlaka okumak gerekir.
SİNAN ÖNER

воскресенье, 11 апреля 2010 г.

Profesör Şevket Pamuk'un İktisât Tarihçiliği

İktisât Tarihi alanında okuduklarımı hatırlarken, katıldığım konferansları, sempozyumları, dersleri de anmalıyım. daha ortaokul yıllarımda başlamıştım İktisât Tarihi alanındaki okumalarıma!
Profesör Sadun Aren'i, Profesör Korkut Boratav'ı, Profesör Zafer Toprak'ı, Profesör Besim Üstünel'i, ortaokul yıllarımda okuyordum. sonra, lise yıllarımda, İktisât Tarihi okumalarımı dünya iktisâtçılarının eserleri ile sürdürmüştüm. artık, Karl Marx'ın Kapital'ini, Friedrich Engels'in Anti-Duhring'ini, Vladimir Lenin'in Emperyalizm'ini, Fernand Braudel'in Maddî Medeniyet ve Kapitalizm'ini, Antonio Gramsci'nin Hapishane Defterleri'ni, Rosa Luxembourg'un Sermaye Birikimi'ni, Eric Hobsbawm'ın Devrim Çağı'nı okuyordum.
lise yıllarımda, sanırım daha çok Marxist İktisât'ı inceledim, bunda, Türkiye'deki, dünya'daki siyasî koşulların, siyasî, sosyal sorunların getirdiği konular etkili idi, Sovyet Ekonomisi ile ilgili kitaplar, makaleler okuyordum, Dünya Ekonomisi kavramlarını inceliyordum. "bunalım" kavramlarını lise yıllarımda incelemiştim, Marxizm Öncesi İktisât Okulları'nı daha çok üniversite yıllarımda inceledim.
bu sırada keşfettiğim bir İktisât Profesörü de, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Şevket Pamuk idi!
Profesör Şevket Pamuk'un yazdığı İktisât Tarihi kitapları, "ilâç gibi" kitaplardı.
neden?
Osmanlı İktisât Tarihi ile ilgili yazdıkları, Profesör Şevket Pamuk'un ustalığını kanıtlayıcı idi.
Dünya Ekonomisi ile ilgili saptamalarını yazdığı makaleler de.
Profesör Şevket Pamuk, daha sonra, "Para'nın Tarihi"ni yazdı, Osmanlı Tarihi'nde Para'nın Tarihi.
"Para'nın Tarihi"ni hâlâ tam anlamı ile okuyamadım.
Profesör Şevket Pamuk'un konferanslarını da izledim.
Profesör Şevket Pamuk, ekonomi ile siyaset arasındaki ilişkileri, dünya ölçeğinde inceleyen bir Tarihçi'dir. bir ülke ekonomisi ya da bir bölge ekonomisi söz konusu olunca, ülke ya da bölge ekonomisi'nin dünya ekonomisi ile ilişkileri söz konusu olur. Mısırlı Marxist İktisât Tarihçisi Samir Amin'in "eşitsiz gelişme" kavramını, Profesör Şevket Pamuk da "kullanır". hatta, Profesör Şevket Pamuk, Vladimir Lenin'in "emperyalizm" kavramlarının İktisâtçı açısından değerini saptayıp, "emperyalizm öncesi ekonomiler" ile, Osmanlı Ekonomisi gibi bölge ekonomilerinin "alışveriş"ini inceler.
Profesör Şevket Pamuk, Birinci Dünya Savaşı'nın ekonomik nedenlerini de yazmıştı.
savaş ekonomileri, ya da kapitalizm ile savaş, emperyalizm ile savaş, veyâ kapitalizm öncesi ekonomiler ile savaş arasındaki bağlantıları inceler, Profesör Şevket Pamuk.
üniversite yıllarımda, dünya'da çeşitli savaşlar olmaktaydı. Irak Savaşı gibi, Afrika'daki savaşlar gibi, Balkanlar'daki savaşlar gibi, bu nedenle, bu savaşların da -geçmişteki savaşların nedenlerini sorduğum gibi!- ekonomik nedenlerini veyâ sonuçlarını merak etmekteydim, sormaktaydım.
Profesör Şevket Pamuk'un İktisât Tarihçiliği alanındaki eserlerini, öteki büyük Tarihçilerimiz'in eserleri ile incelemek, daha da yararlı olur, ben de böyle bir incelemeyi denemiştim!
Profesör Ömer Lütfî Barkan'ın, Profesör Halil İnalcık'ın, Profesör Sadun Aren'in, Profesör Korkut Boratav'ın, Profesör Zafer Toprak'ın, Profesör Edhem Eldem'in, Profesör Besim Üstünel'in, Osmanlı ya da Türkiye İktisât Tarihi alanındaki kitapları ile, Profesör Şevket Pamuk'un kitaplarını aynı anda okumak çok yararlı olur.
Profesör Şevket Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı da yapmış idi, bu sürede Boğaziçi Üniversitesi'ndeki faâliyetleri nedeniyle de, Profesör Şevket Pamuk'u kutlamak gerekir.
SİNAN ÖNER

среда, 7 апреля 2010 г.

Sol Yayınları'ndan Tarih Okumak

Sol Yayınları Sahibi, Yazar, Şâir, Çevirmen, Veteriner, Öykücü Muzaffer İlhan Erdost ile 1985'ten beri biraraya geliriz! "Bilim ile Yazın Arasında"yı yayınladığı yıllardan beri. daha çok ben giderim, İlhan İlhan Kitabevi'ne, ama, Muzaffer İlhan Erdost da az gelmedi, Adana'ya, İzmir'e, İstanbul'a. toplantılarda, konferanslarda, şölenlerde, cenâze törenlerinde, Muzaffer İlhan Erdost ile biraraya gelmiştik.
geçenlerde, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu'nun konuğu idim, geçerken İlhan İlhan Kitabevi'ne de uğradım, kitapları inceledim, yeni kitaplar yayınlanmıştı Sol Yayınları'nda, Onur Yayınları'nda.
Sol Yayınları'ndan tarih okumak, bana büyük bir iş olduğu gibi, sevinç kaynağı da olmuştur.
Karl Marx'ın, Friedrich Engels'in, Vladimir Lenin'in, Joseph Stalin'in, Mao Zedungh'un kitaplarını, Sol Yayınları çevirileri ile okumak, lise yıllarımda, üniversite yıllarımda vazgeçmediğim bir mesâim olmuştur.
Karl Marx'ın Kapital'ini, lise yıllarımda Sol Yayınları'ndan almıştım, üç büyük cilt! sonra, dördüncü cilt de yayınlanmıştı. Kapital'i, farklı dönemlerde okudum, inceledim, elbette, ikinci cildin bir bölümü ile üçüncü cilt, biraz daha ayrıntılı incelemelerimi hâlâ gerekli kılıyor. ama, birinci cildi çeşitli defâlar okudum.
Karl Marx'ın Felsefe İncelemeleri'ni, Alman İdeolojisi'ni, 1844 Elyazmaları'nı, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'nı, Fransa'da İç Savaş'ını, Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'ini, Amerika'da yayınladığı Makalelerini, Asya Tarihi ile ilgili Makalelerini, 1. İşçi Enternasyonali ile ilgili yazdıklarını, Paris Komünü ile ilgili Makalelerini, öteki yazdıklarını Sol Yayınları çevirileri ile okumuştum!
Karl Marx'ın Grundrisse'sini hâlâ okuyamadım ki, Grundrisse'yi okumadan ölmeye niyetim yok!
Friedrich Engels'in Ludwig Feuerbach'ını, İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu'nu, Alman İdeolojisi'ni, Anti-Duhring'ini, Almanya'da Köylüler Savaşı'nı, Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm'ini, Kapital'e yazdığı notlarını, Maymun'dan İnsan'a Geçişte Emeğin Rolü ile öteki bilim notlarını Sol Yayınları çevirileri ile okumuştum.
Vladimir Lenin'in Rusya'da Kapitalizm'in Gelişmesi'ni, Halkın Dostları Kimlerdir, Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Savaşırlar? kitabını, Demokratik Devrimde İki Taktik'ini, Ne Yapmalı?'sını, Bir Adım İleri, İki Adım Geri'sini, Emperyalizm'ini, Sosyalizm ve Savaş'ını, Sol Komünizm bir Çocukluk Hastalığı'nı, Materyalizm ve Empriokritisizm'ini, Devlet ve Devrim'ini, öteki notlarını Sol Yayınları çevirileri ile okumuştum.
Joseph Stalin'in Leninizm'in İlkeleri'ni, Leninizm'in Sorunları'nı, Sol Yayınları çevirileri ile okumuştum.
Mao Zedungh'un Teori ve Pratik'ini de Sol Yayınları çevirileri ile okudum.
Nikitin'in Ekonomi Politik'ini, Huberman'ın Sosyalizmin Alfabesi'ni, öteki Sol Yayınları kitaplarını okudum, inceledim.
neden okudum?
Tarihçi'ydim çünkü, Tarihçi'yim!
ama, bir nedeni de, Türkiye'yi, bugünkü dünya'yı anlama yolunda adım atmak idi.
Atatürk'ün Nutuk'unu daha ilkokulda okumuştum, yüzlerce sayfa!
Sol Yayınları'nın Sahibi Muzaffer İlhan Erdost'un yazıp yayınladığı kitapları da okudum, bunda hiç üşenmedim, tembellik yapmadım ya da bir sorun yaşamadım.
elbette, İlhan Erdost'a ağladım ilkgençliğimde, Ecevit gibi, Demirel gibi, İlhan Selçuk gibi, ben de ağladım.
ama, Muzaffer İlhan Erdost'un yaşayışındaki saflığı, dürüstlüğü, çalışkanlığı, sağduyulu cesâreti, şiirsel kendiliğindenciliği fark ettikçe, okuyup anladıkça, 1980'da yaşanmış felâketi bir ölçüde savdım, savuşturdum.
Sol Yayınları'ndan tarih okumak, 1965'ten 2010'a, akademisyenlerimizin, Tarihçiler'imizin, iktisâtçılarımızın çok anlamlı, çok değerli, iyi bir seçimidir.
SİNAN ÖNER

понедельник, 5 апреля 2010 г.

Fernand Braudel'i Okumak

Fransız Tarihçi Fernand Braudel'i lise yıllarımda işitmiştim, kitabevlerinde, kütüphanelerde rastladım, Büyük Fransız Tarihçi Fernand Braudel'in kitaplarına!
sonra da, Fernand Braudel okumak, vazgeçemediğim bir alışkanlık oldu.
Tarihçi Mehmet Ali Kılıçbay'ın Fernand Braudel çevirileri fenâ değildi, Galatasaraylı Mehmet Ali Kılıçbay, Fernand Braudel'e duyduğu saygı ile çevirmiş idi kitaplarını.
Fernand Braudel'in kitaplarının İngilizce baskılarını, Fransızca baskılarını, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okuduğum yıllarda bulmuştum.
Fernand Braudel, Birinci Dünya Savaşı sonlarında Tarihçilik eğitimi almaya başlamıştı, daha sonra da, bir yerde yazdığı gibi "otuz yıl", Akdeniz'in farklı kentlerinde, arşivlerde, kütüphanelerde, üniversitelerde tarihçilik mesâisi yapmıştı.
bu dönemin getirdiği bir eser'dir, "2. Felipe Dönemi'nde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası".
Fernand Braudel, bir çok açıdan, Karl Marx'tan sonra yetişmiş en iyi İktisât Tarihçisi idi.
zaten, Fernand Braudel de, ancak Karl Marx'ın Tarihçiliği ile karşılaştırılacak bir Tarihçilik yaptığını yazar.
"Tarih Üstüne", Fernand Braudel'in tarihçilik ile ilgili denemelerinin biraraya getirildiği kitap idi.
"Maddî Uygarlık ve Kapitalizm", üç ciltlik bir İktisât Tarihi eseridir.
"Uygarlıkların Grameri", Fransa'da okullarda ders kitabı olarak okutulmuş bir kitap idi.
Fernand Braudel'in öteki yazdıkları da Türkçe'ye çevrilmelidir.
Fernand Braudel, Fransız "Annales" Tarih Dergisi'ni yıllarca yönetmiş, makaleleri "Annales"de yayınlanmıştı.
20. Yüzyıl'ın büyük Tarihçileri arasında ilk başta, Fransız Tarihçi Fernand Braudel vardır.
SİNAN ÖNER

воскресенье, 4 апреля 2010 г.

Modern Türk Şiiri Tarihi Okumak

Tarihçilik mesâimin bir bölümü de, Türk Şiiri Tarihi incelemeleri ile geçmiş idi.
Osmanlı Devleti'nin yıkılış dönemlerindeki Şâirleri, şiirleri incelemiştim.
Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni ilânı ile yaptığı devrimler, Türk Dil Kurumu'nu kurması, bu yönde, Harf Devrimi'nin yapılması, Latin Alfabesi'ne geçilmesi, Türk Şiiri'nde büyük bir devrim yaratmıştı, Türk Şiiri, bu sürede modern şiir akımları ile iletişim, etkileşim, esinlenmeler yaşadı.
Nâzım Hikmet Ran'ın tüm şiirlerini okumuştum!
Nâzım Hikmet Ran, 1902 ile 1963 yılları arasında yaşamış büyük bir Türk Şâiri idi.
Orhan Veli Kanık'ı, Melih Cevdet Anday'ı, Oktay Rıfat'ı, Necip Fazıl Kısakürek'i, Hasan İzzettin Dinamo'yu, Rıfat Ilgaz'ı, Fethi Giray'ı, öteki Şâirlerimizi, şiirlerini inceledim.
Türkçe'de yayınlanmış Türk Şiiri Antolojileri'ni inceledim, okudum.
Türk Şiiri'nin saygın Şâirleri'nin eserlerini yayınlamış yayınevlerini inceledim, uzun bir süre de, İstanbul'da, Cağaloğlu'nda, Beyazıt'ta, şiir yayınlayan yayınevlerinin olduğu merkezlerde yaşadım, lise, üniversite yıllarımda. Şâirlerimizin müdâvim olduğu semtleri, sokakları, caddeleri inceledim.
Cemâl Süreyâ, Ece Ayhan, Kemal Özer, Afşar Timuçin, Can Yücel, Arif Damar, Kerim Korcan, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attilâ İlhan, Muzaffer İlhan Erdost, Vecihi Timuroğlu, Özdemir İnce, Onat Kutlar, Ülkü Tamer, Cevat Çapan, Hilmi Yavuz, Aziz Nesin, Yavuzer Çetinkaya, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram, İsmet Özel, Özkan Mert, Talip Apaydın gibi Şâirlerimiz ile, toplantılarda, konferanslarda, sempozyumlarda, derslerde biraraya geldim.
şiir çevirmenlerimiz ile de sohbetlerimiz olmuştur.
zaten Şâirlerimizin çoğu, aynı zamanda çevirmenlik de yapmışlardır.
Fransızca, İngilizce, Rusça, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Japonca, Arapça gibi dillerde çevirmenlik yapmış çok Şâirlerimiz vardır.
Nâzım Hikmet Ran, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Hasan İzzettin Dinamo gibi, ilk büyük modern Şâirlerimiz de usta çevirmenlerdi.
Türk Şiiri, Nâzım Hikmet Ran'a göre, çeşitli kaynaklardan beslenir!
halk şiiri, divân şiiri, dünya şâirleri, Türk Şiiri'nin esinlendiği, beslendiği, yararlandığı kaynaklardır.
Şâirlerimizin bireysel yetenekleri, hassasiyetleri, şiirsel çalışkanlıkları, özellikleri, Türk Şiiri'ne büyük katkılar getirdi, zengin bir Türk Şiiri vardır bugün.
SİNAN ÖNER

Türkiye'den Sovyet Tarihi

Türkiye'den Sovyet Tarihi nasıl okunur, nasıl yazılır? 
Sovyetler Birliği, 1917'de ilân edildi, Türkiye Cumhuriyeti de, 1923'de, "müttefik" devletler olarak birbirlerini desteklediler.
Atatürk ile Lenin'in yazışmaları yayınlanmıştı, Tarihçi Rasih Nuri İleri de, bu konuda Türkçe'de yayınlar yaptı.
Türkiye, Atatürk'ün vefâtı ile Batılı devletlere daha çok bağlandı, ama, 2. Dünya Savaşı'na, İsmet İnönü'nün liderliği ile katılmadı, bu sürede, "çok partili demokratik rejim"e hazırlandı. Türkiye'de, 1946'da, "çok partili demokratik rejim"e geçildi.
Sovyetler Birliği, Türkiye'yi bu sürede de desteklemiş idi.
ama, bir süre sonra, NATO Askerî Paktı ilân edildi, Türkiye'de NATO'ya üyelik başvurusu yaptı.
Sovyetler Birliği de, öteki sosyalist devletler ile Varşova Paktı'nı ilân etti.
bu açıdan, Türkiye'den Sovyet Tarihi okumak, yazmak güç!
çünkü, siyasî koşullanma olduğu gibi, geçmişte, siyasî baskılar, akademik sınırlamalar, basın sansürleri, "soğuk savaş" koşullanmaları vardı.
ben, Sovyet Tarihi okumaya çocuk yaşımda başlamıştım, hatta, önce, Çarlık Rusyası'nı incelemiştim. ama, Rusça öğrenmem mümkün olmadığı gibi, Sovyet Tarihi ile ilgili yazmak da amaçladığım ölçüde mümkün olmadı.
Sovyetler Birliği'nin, 1985'de, Başkan Mikhail Gorbachev'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği'ne seçilmesi ile girdiği yeni dönemde, Sovyet Tarihi okumak, Türkiye'deki okurlar açısından da mümkün olmuştur, Glasnost Politikası, Perestroika, öteki yenileyici adımlar, Türkiye'de "komünist parti yasağı"nın kaldırılması, Sovyet Tarihi'nin okunması açısından, bir özgürlükler atmosferi getirdi.
bu sürede, Sovyet yazarları incelemiştim, Başkan Mikhail Gorbachev'in yazdıklarının Türkçe'lerini okudum, Boris Yeltsin'i, Yuri Krasin'i, Yevgeni Primakov'u, Dimitri Ligachev'i, Yevgeni Yevtushenko'yu, Boris Kagarlitsky gibi yeni yazarları okudum.
1990'da, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okumaya başlayınca, İngilizce kaynakları da inceledim, Sovyet Tarihi ile ilgili tarihçilerin yazdıklarını okudum, Isaac Deutscher, Edward Hallett Carr, Eric Hobsbawm, Joseph Stalin gibi, Sovyet Tarihi ile ilgili yazmış yazarların yazdıklarını inceledim.
Komintern Tarihi ile ilgili tarihçilerin yazdıklarını inceledim.
Tarih Vakfı'nda, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı'nda, Sovyet Tarihi ile ilgili okudum, notlar aldım.
TKP'nin son Genel Sekreteri, TBKP Genel Sekreteri, TÜSTAV Başkanı Nabi Yağcı ile de, Sovyet Tarihi ile ilgili sohbetlerimiz oldu, hatta bu sürede, Başkan Mikhail Gorbachev, Boğaziçi Üniversitesi'nde bir konferans verdi, izledim.
Türkiye'den Sovyet Tarihi okumak için, elbette, iyi bir Rusça bilgisi şart! Türkçe, İngilizce, Fransızca kaynaklar yararlıdır, ama, yetmediğini kabûl edelim, Rusça şart.
üstelik, Sovyet Tarihi yazmayı amaçlayan bir Tarihçi'nin Moskova'da, Saint Petersbourg'da, öteki Sovyet kentlerinde bir süre kalması, arşivleri, kütüphaneleri, müzeleri incelemesi de gerekir.
ben, bu anlamda, mütevâzi adımlar atmıştım.
Rusça dersleri aldım, ama, Rusça öğrendikçe, Rusça'nın büyük bir dil olduğunu iyice anladım, Rusça'da yayınlanmış milyonlarca kitap vardı! Rusça tarih belgelerinin de milyonlarca olduğunu öğrendim, Sovyet Tarihi, kısa sürmüş gibi görünse de, ürettiği belgeler milyonlarcadır.
TÜSTAV'daki Komintern Tarihi Türkiye Bölümü Belgeleri bile, ki belgelerin çoğu Rusça'dır, kırk bin sayfa'dır.
bu belgeleri incelemeden, Türkiye'den Sovyet Tarihi okumak, yazmak da mümkün değildir.
Sovyetler Birliği'nden Türkiye Tarihi okuyan, yazan Tarihçiler az değildi, iktisât tarihi, kültür tarihi, sosyal tarih, siyasî tarih alanlarında, Sovyet Tarihçiler, Türkiye Tarihi yazmaya meraklılardı.
ama, Türkiye'den Sovyet Tarihi yazanlar çok azdır. hatta, bu konuda, deneme, makale yazanlar bile azdır ki, bu az sayıdaki Sovyet Tarihi yazarı arasında, ben de vardım!
ne var ki, kitap da yazmak gerekir. Sovyet Liderlerin biyografilerini kitaplaştırmak gerekir. Sovyet Devletleri ile ilgili monografik kitaplar yazmak gerekir. Türkiye'nin komşu olduğu Sovyet Devletleri ile ilgili kitaplar yazmak gerekir. Başkan Mikhail Gorbachev'in Perestroika yıllarını yazmak gerekir, Sovyetler Birliği'nin neden Bağımsız Devletler Topluluğu'na dönüştürüldüğünü de yazmak gerekir.
SİNAN ÖNER



Обо мне

Моя фотография
Historian, Poet, Translator, Novelist, Cinema Writer